Tek eşlilik olarak da bilinen tek eşlilik, tarih boyunca birçok kültürde sevgi ve şefkatin temelini oluşturmuştur. İnsanlarda yaygın bir durum olmasına rağmen, bu durum hayvanlar aleminde oldukça nadirdir. Peki bu basit bir biyolojik içgüdüden mi kaynaklanıyor, yoksa daha karmaşık mı? Araştırmalar bu soruya hem olumlu hem de olumsuz yanıtlar veriyor. Sebebinin ne olduğunu bulalım. ?
Tek eşlilik üzerine yapılan bilimsel çalışmalar genellikle “sosyal tek eşlilik” kavramı üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Prairie benleri üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar, tek eşlilik ile ilgili biyolojik süreçlerin bulunmasında oldukça etkili olmuştur.
Vazopressin, hem erkek hem de dişi benler için çift bağının oluşumunda kritik bir rol oynar.
Tek eşlilikte hormonların belirleyici bir role sahip olduğunu gösteren çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.
Bu çalışma, erkeklerin bu gen bölgesinin en fazla iki kopyasına sahip olabileceğini ve daha fazla kopyaya sahip erkeklerin çift bağlarında daha düşük performans gösterdiğini buldu.
2008 yılında İsveç’te yapılan bir araştırmada vazopressin reseptör geninin makul bir bölgesinde varyasyonlar olduğu görüldü.